11 Ocak 2011 Salı

FANTASTİK OTOBÜS YOLCULUĞUM

Yine bir İngilizce kursu dönüşüydü. Evet haftasonları İngilizce kursunda bir mrs Brown bir ms Brown olma hülyalarıyla cirit atıyordum. Deli gönül macere dolu İngilizce konuşulan topraklarda sefer yapmak istiyordu.



Otobüse binmeden önce önündeki yazıya rağmen yine de şöföre istasyona gider mi? Diye soraraktan otobüse atladım. Neydi bunun sebebi? Bilmiyorum bilemiyorum. Yanında dikildiğim amca 2 durak sonra inince bodoslama atladım amcadan boşalan yere. Ya napacağdım? Yanımdaki kişi de kalkmıştı. Çantayı kitapları tam yanıma sererken bir teyze biniş kapısından hızla yanıma doğru hareket etmeye başladı. Teyzenin en çekilmez özelliği sakız çiğnemesi sanmıştım başta. O sakızı çiğnerken sanki benim etimi dişliyor gibi geliyordu. O en sevmediğim tarzda bir çiğnemeydi. Ama hayır en çekilmez özelliği bu değildi. Teyze yol boyunca oturduğu yerden ayaklarını sallayacaktı.




Fantastik yolculuğum cak cuk sesleri ve ayak sallama hareketleriyle süregiderken teyze bir hamleyle ağzındaki sakızı çıkarıp çantasında bir yere yapıştırdı! Sevinmiştim dostlar, yalan yok polisler de üşüyordu. Ancak teyzenin cebinden çiğ kestane çıkarıp onu dişleyerek kabuğundan sıyırıp kestanenin iç tabakasına ulaşacağı ise hiç aklımın ucundan geçmezdi… En sonunda at kestanesi büyüklüğündeki evcil kestaneyi yemesi bitmişti. Dedim herhalde en kötü ihtimal sakız çiğnemeye geri döner veya sadece ayağını sallar. Hatta Allahın sevgili kuluysam ilk durakta inip benim azabımı sonlandırabilirdi bile. Ah hayır kim sana böyle güzel bir şeyin başına geleceğini söyledi ki? Teyzenin beslenme etkinliği dur durak bilmeden devam ediyordu. Şimdi de cebinden çıkardığı 1 çift cevizi hunharca birbirine çakıştırıyor ve bu etkinliğinden hastalıklı bir zevk aldığını gözlerini belertmesinden anlıyordum.



Neyse ki durağıma yaklaşmıştım. İçimden geçen otobüsten inerken teyzenin böğrüne bir dirsek darbesi indirmekti. Evet o da birilerinin anasıydı yanlıştı yaptığım, belki evladı bunu görse beni sikertebilirdi. Ama unutulmaması gereken bir diğer noktaysa ben de bir ana baba evladıydım. Neyse ki durağıma yaklaşmıştım. Ters bakışlarla otobüsten indim. Yol boyunca şu muhasebeyi yaptım içimde; yolculuğu ayakta yapsaydım nasıl olurdu? Ama şoförlere drift zevkini tattıran rotamızda etrafa savrulmam ve bu manzara karşısında teyzenin tıs tıs gülmesi beni daha derinden yaralayacaktı.
Evet şimdi ruhumda açılan yaraları tedavi etmek üzere evime yol alıyordum…
Gamlıhazan egodan bildirdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder