17 Ekim 2010 Pazar

Hal Hal

"İçerim yanıyor dostlar, yaram pek derin,
Bana nazlı yardan aman bir haber verin...”

Yoksa tüm insanlar benim gibi mutsuz mu? Hep mi üzgünüz böyle? Benim gibi sürekli uyumak mı istiyor herkes? Sürekli yok olmak isteyen var mı benim gibi?
Aslında iyi gibiydim bir ara ama havalardan mıdır nedir yine çok karamsar bir hale büründüm. Yine hortladı peşimi bırakmayan ölme isteğim. Yine sivilcelendim, yine saçlarım dökülmeye başladı yoğun bir şekilde. Ve yine içimden hiçbir şey yapmak gelmiyor, yapmam gerekenleri yapamıyorum, elim varmıyor.
Bir de yine hortladı hep yalnız kalma korkum. Ve bir de ben bir tek Onu sevmişim gibi geliyor.

“Koku, tad, sıcak… Sende her aradığım vardı…”



Sonradan beni sevmediğini söylese de, sevdiğini düşündüğüm anlardaki hali öyle güzeldi ki, şimdi o güzellikleri başkasına yaşatıyor veya yaşatacak olma ihtimali beni hala çıldırtmaya yetiyor.
Yaşama sevinci denilen cevherin benden kopup gitmesi ömrümün öncesi ve sonrası için hayatımın en büyük kaybı olsa gerek. O ışık ne zaman ki benden eksildi, işte o zamandan beri iflah olmaz bir mutsuz oldum.